Ukrayna, Kremlin’in bu tür suçlamalarını defalarca reddetti; ülkenin nükleer silahı yoktur. Ukrayna, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasının sorumlu bir üyesidir ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine ilişkin diğer önemli uluslararası antlaşmaları desteklemektedir.

Rusya, başkanı ve propagandası aracılığıyla dünyayı nükleer silahlarla tehdit etmeye devam ederken, diğer ülkeleri de nükleer silah kullanma niyetinde olmakla suçluyor. Örneğin, Kremlin’in Politnavigator kaynağı “Kyiv rejiminin kirli bomba kullanmaya hazırlandığını” belirtmiştir.

Rus siyasi analist Russia 1 TV’ye verdiği demeçte “Zelenskiy rejimine kirli bombanın montajı ve ardından büyük olasılıkla güney yönünde kullanılması için yetki verildiğine dair hiçbir şüphem yok. Ukrayna’nın kirli bomba kullanmasının haftalar meselesi olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Ekran Görüntüsü — politnavigator.net

“Kirli bomba”, dinamit gibi geleneksel bir patlayıcının radyoaktif madde ile birleştirildiği bir tür “radyolojik dağıtıcı cihaz “dır. Bu tür bombalar insanları öldürecek ya da ciddi hastalıklara yol açacak kadar radyasyon yaymaz; patlayıcı madde insanlar için radyoaktif maddeden daha zararlı olacaktır. Ancak böyle bir bombanın patlaması korku ve paniğe neden olabilir, alanı kirletebilir ve potansiyel olarak maliyetli bir temizlik gerektirebilir. Bu tür bombalar daha ziyade orduların değil, terörist gruplar gibi devlet dışı oluşumların silahları olarak kabul edilmektedir.

Bu, Ukrayna’nın sözde kirli bir atom bombası “hazırladığının” ajitasyon ve propaganda tarafından ilk kez dile getirilişi değil ve bu aynı zamanda Rusya’nın ülkeyi işgalinin nedenleri arasında da gösterildi. Böyle bir anlatı, Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinin arifesinde aktif bir şekilde yayıldı. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba bu suçlamalara “hastalıklı bir yalan” diyerek yanıt verdi.

Dışişleri Bakanı Twitter hesabından “Ukrayna nükleer silahlara sahip değildir ve bunları inşa etmek/edinmek için de herhangi bir çalışma yürütmemektedir. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın sorumlu bir üyesiyiz,” diye yazdı.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de bu sahte haber hakkında bir yazı kaleme alarak Ukrayna’nın uranyum elde edecek hiçbir yeri olmadığına, plütonyum üretiminin Çernobil reaktörleri tarafından gerçekleştirildiğine ve çeyrek yüzyıldır böyle bir çalışma yapılmadığına, dolayısıyla “kirli nükleer bomba” iddialarının hiçbir dayanağı olmadığına dikkat çekti.

Aynı zamanda, Ukrayna Halkının Radyasyondan Korunması Ulusal Komisyonu üyeleri Anatoly Nosovsky ve Viktor Dolin, Science dergisine verdikleri bir röportajda, Çernobil nükleer santralinin Rus birlikleri tarafından işgali sırasında, radyasyon izleme laboratuvarı “Ecocenter “ın barbarca basıldığını ve adeta yağmalandığını bildirdi. Bilim adamlarına göre Ruslar laboratuvardan radyoaktif izotoplar çıkarmış olabilirler; bunlar aletlerin kalibrasyonunda ve artık radyoaktif atıklarda kullanılıyordu. 

Nosovsky, “Bu malzemeler geleneksel patlayıcılarla karıştırılarak kirliliği geniş bir alana yayan bir ‘kirli bomba’ oluşturulabilir” dedi.

Ukrayna’nın nükleer, kimyasal ya da biyolojik silah programı bulunmamaktadır. 11 ve 18 Mart 2022 tarihlerinde Birleşmiş Milletler (BM) Silahsızlanma İşleri Yüksek Temsilcisi Izumi Nakamitsu da BM’nin Ukrayna’da herhangi bir biyolojik silah programından haberdar olmadığını teyit etmiştir. Bu yorumlar 13 Mayıs 2022 tarihinde BM Silahsızlanma İşleri Yüksek Temsilci Yardımcısı tarafından da tekrarlanmıştır.

Ukrayna sürekli olarak nükleer silah edinme niyeti olmadığını belirtmiş ve Nükleer Tedarikçiler Grubu, Zangger Komitesi, Wassenaar Düzenlemesi, Füze Teknolojisi Kontrol Rejimi gibi uluslararası yayılmanın önlenmesi rejimlerinin diğer kilit unsurlarını sürekli olarak desteklemiştir. Ukrayna ayrıca Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşmasını imzalamış ve onaylamıştır.

Daha fazla içerik için StopFake web sitesini ve Twitter, Instagram sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.