Kaynak:  EU vs Disinfo

Kremlin’in manipülatif ve kavgacı söyleminin dibi gördüğü ve daha ilerisi olamayacağı söylenirken, daha da ileri gittiler. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Ukrayna’yı ve cumhurbaşkanını “Naziler” olarak aşağılamaya yönelik bir başka girişiminde, Hitler’in “Yahudi kanı taşıdığını” ve “en büyük antisemitlerin genellikle Yahudiler olduğunu” öne sürdü.

Bu tür iddiaların tek amacı Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini meşrulaştırmak değil. Böyle söylemler aracılığıyla Holokost’u küçümsüyorlar, Yahudi düşmanlığını kışkırtıyorlar ve kolektif tarihsel hafızayı yok etmeye çalışıyorlar. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, İsrail Başbakanı, AB liderleri ve diğerleri Lavrov’u sert bir şekilde kınadı.

Lavrov’un iddiaları hiçbir şekilde tesadüfi bir ihmal değildir.  Tarihi gözden geçirmeye yönelik kasıtlı ve tekrarlanan bir girişimin parçası olan bu absürt iddialar, Rusların savaşa halk desteğini artırmak gibi siyasi amaçlara hizmet etmektedir. Daha önce dezenformasyon kampanyaları aracılığıyla hedeflediği gibi, bu söylemlerin bir diğer amacı, uluslararası marjinal hareketler ve antisemit komplo teorileri savunanlarla dostane ilişkiler geliştirmek ve desteklerini almaktır.

Daha önce dile getirilen, küreselci “Yahudi-Masonik” güçlerin Ukrayna ile Rusya arasında bir savaşı kışkırtmaya çalıştığına dair Kremlin yanlısı dezenformasyon açıklamaları, bu eğilimi iyi bir şekilde göstermektedir. Dikkate değer bir başka örnek de 2017’de yaşandı. Kanal 1’in “Vremya” isimli en popüler haber programı sırasında Yahudi aleyhtarı bir karikatür yayımlanarak izleyicilere “Rothschild ailesi dünyayı nasıl kontrol etmeye çalıştı?” diye soruldu. Bu programın sunucusu şu anda Sivil Toplum ve İnsan Haklarının Geliştirilmesi için Rusya Federasyonu Başkanı’na bağlı olarak Konsey başkanı olarak görev yapıyor.

Bugün anlamsız ve acımasız bir savaş başlatan Kremlin, sadece eylemleriyle değil, söylemleriyle de kendisini dünyadan daha da izole ediyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Lavrov’un açıklamalarını reddetmek ve durumu yumuşatmak yerine Yahudi aleyhtarı söylemini ikiye katladı ve İsrail’i “Kyiv’deki neo-Nazileri” desteklemekle suçladı. Bu noktada, Ukrayna’daki birçok Holokost anıtının Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşına kurban gitmesi önemlidir.

Radyoaktif külden radyoaktif çöle

Rusya medyada sadece dezenformasyon yaymakla kalmıyor, sürekli olarak nükleer silahlarla tehdit savuruyor. Öyleki, sıradan bir televizyon sunucusu bile İngiltere’ye “nükleer bomba atarız” diye seslenebiliyor. Evet bu olay gerçekten yaşandı. AB yaptırım listesinde bulunan TV sunucusu Kiselyov, İngiltere’yi Ukrayna’yı destekleyerek savaşı uzatmakla suçladı ve gerekirse İngiltere’ye de nükleer saldırı yapılacağını söyledi.   

İlk olarak Kiselyov, Britanya Başbakanı’nın Rusya’yı nükleer saldırılarla tehdit ettiğini ileri sürdü, fakat bu iddia The Insider tarafından çürütüldü. Daha sonra, İngiltere’yi alternatif nükleer yıkım senaryolarıyla tehdit etti. Bir Rus nükleer füzesinin “İngiltere’yi haritadan silip denizin dibine göndermek “için   yeterli olacağını ve bir Rus torpidosunun nükleer tsunamiye yol açarak “İngiltere’yi bir radyoaktif çöle” dönüştürebileceğini söyledi.  

İngiltere Ukrayna’yı desteklemeye devam ettikçe, Kremlin dezenformasyon makinesinin hedefi olmaya devam edecek. Daha öncesinde “İngiltere’den kaçan Ruslara gerçekleştirilen saldırılar”, “Ukrayna’daki savaşı İngiltere ve ABD’nin başlattığı”, “İngiltere’nin Bucha’daki katliamlar konusunda Rusya’ya suç attığı” gibi dezenformasyon dalgaları yaşanmıştı.  

Nükleer yıkım, Bay Kiselyov’un favori söylemlerinden biridir.  Daha önce Rusya’nın ABD’yi “radyoaktif küle” çevirebileceğini söylemişti. ABD kül olurken Rusya’nın ne olacağı sorusunu cevapsız bırakmıştı.

Son olarak geçtiğimiz hafta öne çıkanlar

Kaynak:  EU vs Disinfo