Ukrayna’nın İslamcılara “elde kalanlar” diyerek yüksek hassasiyetli silahlar sattığını iddia ettiğine dair internette yayılan bilgilerle ilgili bir teyit yok. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ nin yurt dışına satılabilen taşınabilir askeri teçhizatların listeleri kamu malı olarak yayınlanmaktadır. İçinde Javelin tanksavar sistemleri bulunmuyor.

Sözde paramiliter gruplar Hamas ve Hizbullah’ın İsrail’i Javelin füzelerini kullanarak bir dizi terörist saldırıyla tehdit ettiğine dair bilgiler internette dolaşıyor. Yayınlara göre, bu örgütlerin “fazlalık” diyerek Aşırı İslamcı terörist gruplara silah satan yozlaşmış Ukraynalı yetkililer aracılığıyla tanksavar sistemleri alabildikleri iddia ediliyor. Buna ek olarak, propagandacılar şunları temin ediyor: “Ukrayna’nın Nazi taburları, İsrail’in yaptırımı olmadan, İsrail yapımı Matador bombaatarları aldı.” Tüm bu gerçekler, sözde Ukrayna ve İsrail arasındaki zaten zor olan ilişkileri önemli ölçüde kötüleştirmelidir.

Ekran görüntüsü – facebook.com 

Ukrayna’nın aşırı İslamcı gruplara elde kalan  yüksek hassasiyetli silahlar sattığı iddiası doğru değil. Bunu kontrol etmek zor değildir. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ nin askeri teçhizatlarının satılması konusu, 28 Aralık 2000 tarihli ve 1919 numaralı “Silahlı Kuvvetlerin askeri mülkünün yabancılaştırılması ve satışı prosedürü hakkında” Ukrayna Bakanlar Kurulu Kararı ile düzenlenmiştir.   Yasa, gerçekten de Ukrayna Bakanlar Kurulu’nun, eskime, operasyonlar için belirlenmiş gerekliliklere uymama ve modernizasyonun imkansızlığı gibi nedenlerle birliklerin günlük faaliyetlerinde kullanılamayan silahları yurtdışına satma hakkına sahip olduğunu söylüyor. 

Silahın satılabilmesi için, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin satılabilen  taşınır askeri mülkleri listesine dahil edilmesi gerekir. Bu listeler gizli değildir ve hükümet web sitesinde kolayca bulunabilirler. Böyle bir liste en son Kasım 2020’de oluşturulup onaylandı. Beklendiği gibi listede Javelin tanksavar sistemlerinden bahsedilmiyor.

Ukrayna’nın ABD’den Javelin satın aldığına dair ilk raporlar 2020 yazında ortaya çıktı. Ukrayna’nın 47 fırlatıcı ve 360 Javelin füzesine sahip olacağı bildirildi.

Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Direktörü Igor Semivolos yaptığı konuşmada, sosyal medyada yayılan bilgiler hakkında yorum yaptı. Bu tür örnekleri gösterseler bile (örneğin) Rusların eline bir ganimet gibi düşmüş bir silah olabilir. 

Propagandacının “Ukrayna’nın Nazi taburları”nın Matador bombaatarlarını İsrail’in onayı olmadan elde ettiği iddiasına ilişkin açıklamasına gelince, bu çok mantıklı değil. Matador çok amaçlı tek kullanımlık el bombası fırlatıcısı. Alman silah şirketi Dynamit Nobel Defence (DND) tarafından Singapurlu ve İsrailli silah ustaları ile işbirliği içinde geliştirildi. Breaking Defense’e göre, İsrail gerçekten de yurtdışında satılan silahlar için ” kullanıcı” kuralları koyabilir. Ancak bu silahların kullanımını düzenleyecek herhangi bir kural bulunmamaktadır. 

Ek olarak, Matador elde tutulan çok amaçlı el bombası fırlatıcısının temin edilmesi bir sır değildir. Bu hem ülkenin önde gelen kişileri hem de medya tarafından dile getirildi. Ukrayna’nın bu silahı bir Alman üreticiden kendi başına satın aldığı da belirtilmelidir. Zira bu silah, Ukrayna’ ya askeri yardım sağlayan devletler tarafından değil bizzat Ukrayna tarafından tedarik edildi. 

19 Nisan’da Azak Taburu, Mariupol’daki Rus birliklerini Matador bombaatarıyla vuran bir Ukrayna askerinin videosunu yayınladı.Bu bombaatarların, Ukrayna Ulusal Muhafızları’ nın bir parçası olduğu ve Doğu Operasyonel-Bölge Birliği’nin 3057 askeri biriminin bir parçası olduğu için ayrı bir özel amaçlı müfreze “Azov” ile hizmet verdiği açıktır. 

Daha önce StopFake, Kremlin’in Azak Taburu’nun bir neo-Nazi kuruluşu olduğu ve medeni toplumlar için bir tehdit oluşturduğu yönündeki propagandasını çürüttü.

Analist Igor Semivolos, okuyuculara bu bilginin yayılmasının nedenlerini şöyle açıklıyor: “Ukrayna ordusunda bu makalelerde tartışılan hiçbir Nazi taburu yok. “Azak Alayı Ukrayna ordusunun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu arada, Azov’u sağcı bir radikal grup olarak itibarsızlaştırma kampanyası, Batı’daki ve İsrail’deki Rus propagandasının temel amaçlarından biriydi. Ancak İsrail’de bile kimse bu yalana inanmıyor.”

StopFake, daha önce Kremlin’in Ukrayna’nın “nazisizleştirmesi” gerektiğine dair anlatıyı çürütmüştü.